BUL

NEDİM GAZELLERİ VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ

 Sen gülersin gül gibi ben bülbül-i nalanınam

Mest-i medhuş-i temaşa-yi leb-i handanınam


Bana kul olsun deyü hacet ne ferman etmeye

Ben senin çoktan efendim bende-i fermanınam


Har isem de gülşen-i hüsnünde harım ben hele

Hak isem de bari hak-i rah-ı müşk-efşanınam


Olsam üftade gubar-asa yine pest olmazam

Çünki ey servi bülend üftade-i damanınam


Laleler sagarların pür kılmak ister sakiya

Ben dahi muhtac-ı lutf u talib-i ihsanınam


Sen demişsin kim kimin hayranıdır bilmem Nedim

Nazeninim pek bilirsin kim senin hayranınam


Günümüz Türkçesi


Sen gül gibi gülüyorsun, ben senin inleyen bülbülünüm; gülen dudağının temaşasının başı dönen sarhoşuyum.

Bana kul olsun diye ferman etmeye ne gerek var? Efendim, ben çoktan senin fermanının kuluyum.

Diken isem de ben senin güzelliğinin gül bahçesinde dikenim; toprak isem de bari misk saçan yolunun toprağıyım.

Toz gibi düşkün olsam da yine alçalmam: çünkü, ey yüksek servi! senin eteğinin düşkünüyüm.

Ey saki! laleler kadehlerini doldurmak ister; ben dahi lütfunun muhtacı ve ihsanının isteklisiyim.

Sen demişsin ki; Nedim kimin hayranıdır bilmem? Nazlım! pek iyi bilirsin ki senin hayranınım.

Hiç yorum yok