DİVAN VE GAZEL ÇEVİRİLERİ, ŞERHLERİ,TAHLİLLERİ-Mihr-i felekdir selef-i mâhtâb Subh-“ safâd”r halef-i mâhtâb
ŞEYH GALİP DİVANI
BEYİTLER
1.Mihr-i felekdir selef-i mâhtâb
Subh-“ safâd”r halef-i mâhtâb
2.Câm-“ arakd”r sadef-i mâhtâb
Penbe-i mînâs” kef-i mâhtâb
3.Mazhar-“ esmâd”r Allâh alîm
Csmi Alidir
kelef-i mâhtâb
4.Hepper ü Heppîre eder intisâb
Gevher-i asl-“
Necef-i mâhtâb
5.Hazret-i mâsûmlar”n şevkine
6. Menkebe-hân olmaIa Hemsül-Haka
Defter-i ak oldu def’-i mâhtâb
7. Târ-“ uâ”yla
olur hem-çü mihr
9. SâIâr-“ elmâsa
girip oldu hâl
10. Herkese bir
meslek-i dîn â”ka
Lâmiâ-i lâ-tuhaf-“ mâhtâb
13. Eyledim
âyinemi deryâ-y” nûr
14. Hakk eder
îmân”n” zâhidlerin
16. Mâlik-i gencîne-i Hemsiz ne var
Eylese Gâlib telef-i mâhtâb
17. Hazret-i Monlâya tevellâday”z
Bizlere her eb
eref-i mâhtâb
18. Bendesi Yûsuf gibi bir Sîneçâk
Kim eteIin tutdu
kef-i mâhtâb
BEYİTLERİN ŞERHİ-TAHLİLLERİ
1)Güneş
gökyüzündür parlayan
Sabah
hediyesidir yerine geçen parlayan
Tahlil: Her
gecenin bir sabahı olduğunu ve bu sabahı parlatan ise bir güneş olduğunu
hatırlatmaktadır. Güneş sabahın bir
hediyesidir. Sabah olduğunu güneşin çıkması ve parlaması ile anlaşıldığını, ve
sabah bizler için bir aydınlıktır.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ - - -
/ + -
- - / + -
- - / + - - - /
Hüsn-i Talil ,
Teşhis
2)İçki kadehi
çok sert parlak
Pamuk gibi sandalye avuç gibi parlak
Tahlil: İçki kadehi çok sert olduğunu , içerken
ağırdır, yani aşk şarabını manevî aşk şarabını içmek ağırdır. O şarabı içtikten
sonra ise insanın kalbi parlak olur. İnsan bir pamuk gibi yumuşak olur. Manevi
aşka giren bu yolda sıkıntılar çeker ama aşka varınca rahatlar.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ - - -
/ + -
- - / + -
- - / + -
- - /
Teşbih, İstiare
3)Açığa çıkanı bilen Allah’tır
Varlık yüce sevgidir parlayan
Tahlil: İnsanın
bütün gizli sırlarını bilen Allah’ın olduğunu belirterek insan bir başkasının
gizli sırlarını bilemez ayıplarını ortaya çıkarmak istese bile çıkaramaz çünkü
gizli olanı bilen ve gören Allah’tır.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Teşhis, Mecaz-ı Mürsel
4)Hep kanat hep kanat eder oranın ferdi
Cevherin
aslı parlak yüzük taşıdır.
Tahlil: Manevi
aşka girenler hep kanat çırparak o yolda zorluklar çekecektir. Yani zahmet cefa
olmadan sefa olmaz. Bir yüzüğün gerçek parlaklığı içindedir. Yüzük parlatan
içinde mi taştır. İnsanın mayası parlaktır.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Hüsn-i
talil, Teşbih,
5)Huzur
masumların evine
Ön dört yüce parlatır
Tahlil: Masum
olan insanların evine gelen misafir huzur verir. Masum insanı on dört şey
parlatır, huzur verir.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Telmih ,Teşbih
6)Menkıbe okuyan olmalı beş hakka
Defteri beyaz oldu öteye itti parladı
Tahlil: Menkıbe
okuyan insanlar olmalı hakka yalvarmalı , Haktan af dilemeli Haktan istemeli,
Haktan af dileğinde bulununca amel defterinde ki bütün günahları bağışlar ve
defteri beyaz olur.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + - - - /
+ -
- - /
Telmih
7)Çalgı İpi gibi olur
göz
Ok duadan hedefi Parlar.
Tahlil: Dua
insanı kaza beladan korur. Bir üstadın duası olunca nazarı olur yani kalbi hep
kişiyle olunca o insanın yolu aydınlık olur. O insanın başına gelecek olan bela
ip gibi incelir ve bela uzaklaşır.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Teşbih ,İstiare
8)Nuru tecelli eder batan meclisi
Cilve güçsüzü ısıtıp parlatır
Tahlil: Nuruyla
o mecliste bulunan kişileri yüreğini ısıtır. Bilgileriyle on insanı
bilgilendirip insanı doğru yolu
göstermek ve yolda insana ışık olur.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Teşbih,İtiare, Telmih
9)Hükümdar mağlup oldu
Meselesi girip
farklı parladı
Tahlil: İnsan
Nefsine mağlup olduğu zaman yolunda ki aydınlık bazen yok olur. O aydınlık yok
olmaması için insanın ilk önce kendi nefsini yenebilmeli.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ - - - /
+ -
- - / + -
- - / + -
- - /
Teşbih,
İstiare
10)Herkese bir mesleği din aka
Nazar yeşil taraf parlar.
Tahlil: Herkes
dindar gözükür. Ama gerçek dindar olan insanların yolunu zihnini aydınlatır.
İnsana doğru yolu gösterir.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
İstiare,
11)Öyle aydınlık ki
donanma gönül
Hem üzgün hem keyfe
parlaklığa
Tahlil: O
yol öyle bir aydınlık ki gönüller o yolda zorluklar çekecektir ve ve hüzünlü
olacaktır. O yolda zorluklar içinde olan hüzünle beraber bir mutluluk keyif
olacaktır.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Hüsn-i Talil
12)Görünen
beyaz el gibi parıldayan oldu
Değişik oldu parladı
Tahlil: Yüzünde
ki nur öyle bir gözüktü ,beyaz el gibi parlayan olduğunu dile getirerek,
insanın yüzünde ki nur insanın kalbinin aynasıdır.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + -
- - /
Devrik, Teşbih
13)Ettim aynayı
deniz Nur
Saf parlayan dalga
huzur sanki
Tahlil: Aynanın
karşısında olan insanın kendisi insanın nefsini terbiye etmesi denizde ki dalga
gibi ses olabilir ama bu ses huzur veren sestir.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Mecaz-ı Mürsel, Tevriye
14) Hak eder imanın
dindarları
İlahi aşk
ortasına gelmiş parlar
Tahlil: Allah’ın
aşkını tam yaşayan bilen iman edenler cenneti hak eder. Manevi aşkı bilen
insanlar , yolun yarısına gelmiştir. Yolun yarısına gelen ilerideki parlaklığı
görebilmektedir. İmanı az bile olan Muhakak cennete gireceğini dile getirir.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Mübalağa,
15)Beyaz kürktür
çıplakların
Sade ortak farklı parlayanların
Tahlil: İnsan
çıplak yüzü yani gerçek yüzü önemlidir insanın gerçek yüzü ise yüzünde ki parlaklık
yani yüzünde ki nurdur. Tüm gerçeklerin ortak noktası yüzüdür. Farkı ise
yüzdeki parıldayan nurdur.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Mecaz-ı Mürsel,
16) Sahibi
hazine karşılıksız ne var
Etse Galip boş yere harcama parlaklık
Tahlil: Bu
dünyada veya öbür dünyada karşılıksız hiçbir şey yoktur. İnsan ne yaparsa
kendine yapar. Bu dünyada yaptığı tüm iyiliklerin karşılıklarını ahirette Muhakkak
alacaktır. Zamanın boş yere harcanmaması
gerektiğini dile getirmektedir.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
İstiare,
17) Hz. Mevlana’ya yaklaşmaktayız
Bizleri parlatan hep Arif baba
Tahlil: İnsanların
yolunu aydınlatan parlatan Ariflerdir. Arife ne kadar yakın olursa insan yolu o
kadar çok parlar. Yoluna ışık tutanlar onlara yakın olan kişilere ışık
tutarlar.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Telmih , Tevriye
18)Yusuf gibi bir köle göğsü yaralı
Parlayan
elini kim tuttu
Tahlil: Yusuf
gibi köle olmada insan hiçbir zaman Rabbinden umudu kesmemek gerekir , Yusuf’un
elini tutan Rab diğer kulların elinde tutar. Yusuf gibi bir kuyuda kalan
yoktur. İnsan onun gibi bir kuyuda kalmak ister. Onun bir birinin elini
tutmasını istemektedir.
Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.
+ -
- - / + -
- - / + -
- - / + - - - /
Telmih,
Tevriye,
Hiç yorum yok