BUL

DİVAN VE GAZEL ÇEVİRİLERİ, ŞERHLERİ,TAHLİLLERİ-Mihr-i felekdir selef-i mâhtâb Subh-“ safâd”r halef-i mâhtâb

 

ŞEYH GALİP DİVANI



BEYİTLER



1.Mihr-i felekdir selef-i mâhtâb



 Subh-“ safâd”r halef-i mâhtâb


style="display:block; text-align:center;"
data-ad-layout="in-article"
data-ad-format="fluid"
data-ad-client="ca-pub-8068485618651294"
data-ad-slot="6905173401">



 



 



2.Câm-“ arakd”r sadef-i mâhtâb



 Penbe-i mînâs” kef-i mâhtâb



 



 



3.Mazhar-“ esmâd”r Allâh alîm



Csmi Alidir
kelef-i mâhtâb



 



 



4.Hepper ü Heppîre eder intisâb



Gevher-i asl-“
Necef-i mâhtâb



 



5.Hazret-i mâsûmlar”n şevkine



 



6. Menkebe-hân
olmaIa Hemsül-Haka

Defter-i ak oldu def’-i mâhtâb



 



7. Târ-“ uâ”yla
olur hem-çü mihr



 Tîr-i duâdan hedef-i mâhtâb



 



 8. Nûr-“ tecellâya
eder bezm-i gark



 Cilve-i bî-tâb u tef-i mâhtâb



 



 



9. SâIâr-“ elmâsa
girip oldu hâl



 Mes’ele-i muhtelif-i mâhtâb



 



 



10. Herkese bir
meslek-i dîn â”ka



 Tarf-“ çemen yâ
taraf-“ mâhtâb



 



 11. Öyle münevver
ki çerâgân-“ dil



 Hem’a-ke anda
keef-i mâhtâb



 



 12. Oldu nümâyân
Yed-i Beyzâ gibi



 Lâmiâ-i lâ-tuhaf-“ mâhtâb



 



13. Eyledim
âyinemi deryâ-y” nûr



 Mevc-i safâ sanki
saf-“ mâhtâb



 



 



14. Hakk eder
îmân”n” zâhidlerin



 Nû-“ mey-i muntas”f-“ mâhtâb



 



 15. Ferve-i
beyzâs”d”r uryânlar”n



 Sâde kumâ-“
tuhaf-“ mâhtâb



 



 



16. Mâlik-i
gencîne-i Hemsiz ne var

Eylese Gâlib telef-i mâhtâb



 



17. Hazret-i
Monlâya tevellâday”z



Bizlere her eb
eref-i mâhtâb



 

18. Bendesi Yûsuf
gibi bir Sîneçâk



Kim eteIin tutdu
kef-i mâhtâb


BEYİTLERİN ŞERHİ-TAHLİLLERİ

1)Güneş 
gökyüzündür parlayan

Sabah 
hediyesidir yerine geçen parlayan

Tahlil: Her
gecenin bir sabahı olduğunu ve bu sabahı parlatan ise bir güneş olduğunu
hatırlatmaktadır.  Güneş sabahın bir
hediyesidir. Sabah olduğunu güneşin çıkması ve parlaması ile anlaşıldığını, ve
sabah bizler için bir aydınlıktır.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -    -   -
/ +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Hüsn-i Talil  ,
Teşhis

 

 

2)İçki kadehi 
çok sert parlak

Pamuk gibi sandalye avuç gibi parlak

Tahlil:  İçki kadehi çok sert olduğunu , içerken
ağırdır, yani aşk şarabını manevî aşk şarabını içmek ağırdır. O şarabı içtikten
sonra ise insanın kalbi parlak olur. İnsan bir pamuk gibi yumuşak olur. Manevi
aşka giren bu yolda sıkıntılar çeker ama aşka varınca rahatlar.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -    -   -
/ +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - /

Teşbih, İstiare

 

 

3)Açığa çıkanı bilen Allah’tır

Varlık yüce sevgidir parlayan

Tahlil: İnsanın
bütün gizli sırlarını bilen Allah’ın olduğunu belirterek insan bir başkasının
gizli sırlarını bilemez ayıplarını ortaya çıkarmak istese bile çıkaramaz çünkü
gizli olanı bilen ve gören Allah’tır.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Teşhis, Mecaz-ı Mürsel

 

 

 

 

 

 

4)Hep kanat hep kanat eder oranın ferdi

Cevherin 
aslı  parlak yüzük taşıdır.

Tahlil: Manevi
aşka girenler hep kanat çırparak o yolda zorluklar çekecektir. Yani zahmet cefa
olmadan sefa olmaz. Bir yüzüğün gerçek parlaklığı içindedir. Yüzük parlatan
içinde mi taştır. İnsanın mayası parlaktır.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Hüsn-i
talil, Teşbih,

 

 

5)Huzur 
masumların evine

Ön dört yüce parlatır

Tahlil: Masum
olan insanların evine gelen misafir huzur verir. Masum insanı on dört şey
parlatır, huzur verir.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Telmih ,Teşbih

 

6)Menkıbe okuyan olmalı  beş hakka

Defteri beyaz oldu öteye itti parladı

Tahlil: Menkıbe
okuyan insanlar olmalı hakka yalvarmalı , Haktan af dilemeli Haktan istemeli,
Haktan af dileğinde bulununca amel defterinde ki bütün günahları bağışlar ve
defteri beyaz olur.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /
+  -   
-   - /

Telmih

 

7)Çalgı İpi gibi olur 
göz

Ok duadan hedefi Parlar.

Tahlil: Dua
insanı kaza beladan korur. Bir üstadın duası olunca nazarı olur yani kalbi hep
kişiyle olunca o insanın yolu aydınlık olur. O insanın başına gelecek olan bela
ip gibi incelir ve bela uzaklaşır.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Teşbih ,İstiare

 

 

8)Nuru tecelli eder batan meclisi

Cilve güçsüzü ısıtıp parlatır

 

Tahlil: Nuruyla
o mecliste bulunan kişileri yüreğini ısıtır. Bilgileriyle on insanı
bilgilendirip  insanı doğru yolu
göstermek ve yolda insana ışık olur.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Teşbih,İtiare, Telmih

 

 

9)Hükümdar mağlup oldu

Meselesi girip 
farklı parladı

Tahlil: İnsan
Nefsine mağlup olduğu zaman yolunda ki aydınlık bazen yok olur. O aydınlık yok
olmaması için insanın ilk önce kendi nefsini yenebilmeli.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -    -   - /
+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - /

Teşbih,
İstiare

 

10)Herkese bir mesleği din  aka

Nazar yeşil taraf parlar.

Tahlil: Herkes
dindar gözükür. Ama gerçek dindar olan insanların yolunu zihnini aydınlatır.
İnsana doğru yolu gösterir.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

İstiare,

 

 

 

 

 

11)Öyle aydınlık ki 
donanma gönül

Hem üzgün hem keyfe  
parlaklığa

Tahlil: O
yol öyle bir aydınlık ki gönüller o yolda zorluklar çekecektir ve ve hüzünlü
olacaktır. O yolda zorluklar içinde olan hüzünle beraber bir mutluluk keyif
olacaktır.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Hüsn-i Talil

 

12)Görünen 
beyaz el gibi parıldayan oldu

Değişik oldu parladı

Tahlil: Yüzünde
ki nur öyle bir gözüktü ,beyaz el gibi parlayan olduğunu dile getirerek,
insanın yüzünde ki nur insanın kalbinin aynasıdır.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - /

Devrik, Teşbih

 

13)Ettim aynayı 
deniz Nur

Saf parlayan dalga 
huzur sanki

Tahlil: Aynanın
karşısında olan insanın kendisi insanın nefsini terbiye etmesi denizde ki dalga
gibi ses olabilir ama bu ses huzur veren sestir.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Mecaz-ı Mürsel, Tevriye

 

14) Hak eder imanın 
dindarları

İlahi aşk 
ortasına gelmiş parlar

Tahlil: Allah’ın
aşkını tam yaşayan bilen iman edenler cenneti hak eder. Manevi aşkı bilen
insanlar , yolun yarısına gelmiştir. Yolun yarısına gelen ilerideki parlaklığı
görebilmektedir. İmanı az bile olan Muhakak cennete gireceğini dile getirir.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Mübalağa,

 

 

15)Beyaz kürktür 
çıplakların

Sade  ortak  farklı parlayanların

Tahlil: İnsan
çıplak yüzü yani gerçek yüzü önemlidir insanın gerçek yüzü ise yüzünde ki parlaklık
yani yüzünde ki nurdur. Tüm gerçeklerin ortak noktası yüzüdür. Farkı ise
yüzdeki parıldayan nurdur.

 

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Mecaz-ı Mürsel,

 

16) Sahibi 
hazine karşılıksız ne var

Etse Galip boş yere harcama parlaklık

Tahlil: Bu
dünyada veya öbür dünyada karşılıksız hiçbir şey yoktur. İnsan ne yaparsa
kendine yapar. Bu dünyada yaptığı tüm iyiliklerin karşılıklarını ahirette Muhakkak
alacaktır.  Zamanın boş yere harcanmaması
gerektiğini dile getirmektedir.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

İstiare,

 

17) Hz. Mevlana’ya yaklaşmaktayız

Bizleri parlatan hep Arif baba

 

Tahlil: İnsanların
yolunu aydınlatan parlatan Ariflerdir. Arife ne kadar yakın olursa insan yolu o
kadar çok parlar. Yoluna ışık tutanlar onlara yakın olan kişilere ışık
tutarlar.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /

Telmih , Tevriye

 

 18)Yusuf gibi bir köle göğsü yaralı

Parlayan 
elini  kim tuttu

Tahlil: Yusuf
gibi köle olmada insan hiçbir zaman Rabbinden umudu kesmemek gerekir , Yusuf’un
elini tutan Rab diğer kulların elinde tutar. Yusuf gibi bir kuyuda kalan
yoktur. İnsan onun gibi bir kuyuda kalmak ister. Onun bir birinin elini
tutmasını istemektedir.

Mefâîlün
/ mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün.

+  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -   
-   - / +  -    -   - /





































































































































































































































































































Telmih,
Tevriye,


Hiç yorum yok